BAYBURT KALESİ

Yerin adı: Bayburt kalesi, Çoruh ırmağının yukarı havzasında ve bu ırmağın kenarında yer alan Bayburt iline hakim, şehrin kuzeyindeki kayalık bir tepe üzerine inşa edilmiştir.

Yapım Tarihi: Ne zaman ve kimler tarafından yaptırıldığı kesin olarak tespit edilememiştir.

Kitabe: Kale üzerinde önemli kitabeler bulunmaktadır. Bunlardan biri ünlü Selçuklu mimarı Lülü’ye aittir. Kale kapılarında ve burçlarda yirmi Arapça kitabe bulunmaktadır. Kalenin batıya açılan kapısının sol tarafında beş satırdan ibaret kitabesinde; Kaleyi yeni baştan imar eden Mugisu’ddin Tuğrul Şah’ın uğurlu, büyük, âlim, adil, kuvvetli zaferler, kazanmış, tanrıdan yardım görmüş, izzet ve ikram sahibi, bütün İslam, Ermeni ve Rum ülkelerinin meliki ve hâkimi, bütün çiftçilerin babası, Kılıç Süleyman’ın oğlu, Mes’ud’un oğlu Kılıç Arslan’ın oğlu Tuğrul, müminlerin emirlerine yardım edici olduğu belirtilmektedir. Bu kitabenin yanında mimarın adı da yazılıdır. Kalenin yapımından sorumlu mimar Tuğrul Şah’ın hizmetkarlarından Üstaddüdar Ziyaeddin Kütval Lülü’dür. Mimarın kitabesinde, Mügisüddin Tuğrul Şah’ın başkumandanı anlamana gelen Sepehsalar, unvanını alan mimar bu suru yaptığı, manası çıktığı gibi bir de melikin başkumandanı eli ile, melikin mimarı Lülü bu suru yapmıştır manası da anlaşılabilir. Surların şehre bakan yüzünde Tuğrul Şah’ın karısı Hatice Sultanın inşa ettirdiği burcun nesihle yazılmış tek satırlık kitabesi 1936 yılına kadar mevcuttu. Kale surlarının dış surları sarp olduğundan buradaki burçlardaki kitabelerin okunması mümkün olmamaktadır. Kalede tamir kitabesi olarak Kanuni Sultan Süleyman’a ait kitabe yer alır.

Vakfiye: Yapıya ait vakfiye bulunamamıştır.

Kurucu: Yapının ilk banisi tespit edilememiştir. Anadolu Selçukluları döneminde Kılıç arslan oğlu Mesud oğlu Ebulharis Tuğrul tarafından yeniden inşa edilircesine tamir edilmiştir.

Sanatçı: Kalenin kim tarafından yapıldığı bilinmemekle birlikte Selçuklular döneminde yeni baştan inşa edilircesine gerçekleştirilen onarımda çalışan mimarın adı bu döneme ait kitabede yer bulmuştur. Üstaddüdar Ziyaeddin Kütval Lülü kalenin onarımı sırasında görevli mimarıdır.

Onarım Durumu:

Plan: Kale için Evliya Çelebi yalçın kaya üzerinde beşgen şeklinde şeddadi bir kaledir, duvarının yüksekliği kırk Mekke ziraidir. Hendeği yok, hisar içinde üç yüz kadar eski usul evleri vardır. Çarşı, pazar, hamamı yoktur. İki kapısı vardır; biri doğuya bahçeler tarafına açılır, diğeri batıya bakan nöbethane kapısıdır, demekte, kale içinde Ebülfeth camii adında bir camiden bahsetmektedir. Kale, Evliya Çelebinin dediği gibi beşgen değil altıgen üzerinde yapılmış ve iki kat surla çevrilmiştir. Her köşede yarım silindir biçiminde veya köşeli burçlarla tahkim edilmiş olup, burçların yüksekliği 12 m,surlar ise 30 m yüksekliğindedir. Kale çevresinin yarısından çoğunu Çoruh nehri kuşatmış durumdadır. Kale içerisinde koğuşlar, hapishane, ambar ile sarnıç vardır. Kalenin güneydoğusunda yer alan iki tünel, kayaya oyulmuş dik merdivenli bir yoldan Çoruh nehrine uzanmaktadır. Kalenin su ihtiyacını temin eden bu yollara SULUK adı verilmektedir.

Üçboyutlu Özellik: Dış surlar yer yer toprak zemin üzerine, iç surlar ise kayalıklar üzerine oturtulmuştur. İki sur arasındaki mesafe 100 m kadardır. Surların arazi kıvrımlarına göre inşa edilmeleri her köşede bir burç yapılması zorunluluğunu doğurmuştur. Bu burçların bazıları iki katlıdır. Bu katların üstteki kısmı düşmanı gözetleme yeri ve alt kat ise, görevli muhafızların ve komutanının dinlenme yeri olarak yapılmıştır.
Güney bölümünde üç ya da iki kat sur ile çevrili olan kale altıgendir, çevresi yaklaşık 3km uzunluğunda ve yüksekliği 30m’ye kadar ulaşan surlarla çevrilidir. İç kale surlarında bazı dehlizler mevcuttur. Surların batı bölümünde olanları, doğu surlarından daha yüksek bir alanda kurulmuştur.
Surların köşelerinde ve muhtelif yerlerinde yarım daire, dörtgen, üçgen şeklinde burçlar yer alır. Kale burçları güneybatı bölümünde yoğunlaşırken, kuzey ve batı yönündeki surlar üzerinde burç bulunmamaktadır. Köşelerde bulunan burçlar iki katlıdır. Burçlardan yalnızca ikisinin adı bulunmaktadır; Justinianus burcu ve Güzel burç. Diğer burçlar ise konumlarına göre adlandırılmıştır.

JUSTİNİANUS BURCU; Bayburt kalesinin kente bakan surlarının orta bölümünde dört köşeli yüksek bir burçtur. Bu burca bitişik surların sol yüzünde taş üzerine işlenmiş bir haç işareti vardır.
GÜZEL BURÇ; Kalenin kuzeybatı köşesinde bulunan bir kare burçtur. Burç üzerinde yer alan kitabede Melik Fahreddin’in kızı Melik Sultan adı geçmektedir. İki katlı bu burcun üzerinde gözetleme pencereleri vardır.
KUZEY BURCU; Kalenin en kuzeyinde bulunan yarım daire biçiminde iki katlı bir burçtur.
DOĞU BURCU; Kalenin doğu köşesinde yer almaktadır. Burç yıkılmış olduğu için burcun iç mekânları yoktur.
GÜNEY BURCU; Kalenin güneyinde bulunmaktadır. Burcun batıya açılan bir kapısı bulunmaktadır. Büyük bölümü yıkılmış olan burç, daha sonra onarımlarla ayağa kaldırılmıştır. İki katlı olduğu anlaşılan burcun üst katı yıkılmış olup alt kat kare bir eyvandan oluşmaktadır.
KUZEYBATI BURÇLARI; Kalenin kuzeybatısında olup, üçgen, yarım, daire ve dikdörtgen şeklinde burçlardır. Bu burçlar tahrip olmuş ve iç mekânlar bozulmuştur.
Doğuya açılan Demirkapı ve batıya açılan Nöbethane kapısı olmak üzere iki kapısı bulunur. Günümüzde her iki kale kapısı da onarımdan geçmiş haldedir.

Malzeme: Surlar kaplama duvar-dolgu tekniği ile içte harçla tutturulmuş moloz taş malzeme, dışta sarı renkte ve koyu kahve renkli kalker taş malzeme ile meydana gelmiştir.

Süsleme: Justinianus burcuna bitişik surların sol yüzünde taş üzerine işlenmiş bir haç işareti vardır. Nöbethane kapısının yakınındaki surlarda çanak şeklindeki çini süslemelerin oyukları mevcuttur. Kalenin kuzeybatısında bulunan kitabelerin yanında çoğu üçerli gruplar halinde yuvarlak, kare ve eşkenar dörtgen şeklinde çiniler, taşlar üzerindeki oyuklara monte edilmiştir. Kalenin firuze, yeşil ve mor renkli bu çinilerinden günümüze yalnızca taş yüzeyindeki oyukları ve bazı örnekleri kalmıştır. Güzel burçta geometrik geçme ve silmelerden oluşan basit süsleme şeritleri vardır. Ayrıca yan yana bulunan iki kitabe arasında kabartma palmet ve Rumi motifleri kullanılmıştır. Bunların dışında N,T,Z Şeklindeki usta işaretleri, baklava biçiminde dizilmiş duvar örgü taşlarına rastlanılmıştır.

Tarihlendirme: Tarihin derinliklerine inince bu konuda bazı aydınlatıcı bilgilere rastlanılır. İlk bilgileri, Hititler döneminde Kral I. Suppiluliuma ile oğlu XI. Murşil’in AZZİ ÜLKESİ adı verilen Gümüşhane, Bayburt, Erzincan bölgelerine yaptıkları akınları anlatan tabletlerden alıyoruz. Bu tabletlerden bir tanesinde; “Azziler, kayalık dağlar üzerinde ve yüksek sarp yerlerde olan kalelerini muharebe ile almaya başladığımı görünce korktular”. Bu ifadelerden anlaşılıyor ki sarp kayalıklar üzerinde yapılmış kaleler var. Bunlardan birinin Bayburt kalesi olduğu ihtimaldir. Ayrıca Amasyalı Strabon’un COĞRAFYA adlı eserinde bölgedeki kalelerin yapımı hakkında bilgi verir ve Pontus İmparatoru Mithridates’in düşmanından hazinelerini korumak için Gümüşhane-Bayburt-Kelkit ve Erzincan bölgelerinde yetmiş kale yaptırmış olduğunu anlatmaktadır. Anlaşılıyor ki Bayburt kalesi milattan en azından 1300 yıl önce inşa edilmiştir. Bu varsayımı gerçeğe yaklaştıran diğer kaynak, Xnephon’un ANABASİS isimli eseridir. Harpasus nehri kenarında yapılmış ele geçirilmesi güç olan kalenin önünden geçildiğinin belirtilmesi ile kalenin Urartu döneminde inşa edildiği fikri uyandırılmaktadır. Ayrıca Prokopios, kalenin ilk defa I.Justinianus tarafından tahkim edildiğini belirtir.

Değerlendirme:

Kaynakça: ÇÖTELİ, Methiye Gül, Bayburt Kent Dokusunun Gelişimi, (Basılmamış yüksek Lisans Tezi), Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Kayseri, 2005.
KARAKOYUNLU, Sadri; Bayburt Tarihi, Ankara, 1990.
KARPUZ,Haşim,Anadolu Selçuklu Mimarisi, Konya, 2001.