KEMALİYE (KÜÇÜK KARATAY) MESCİDİ

Yerin adı: Konya’nın batısında Hoca Fakîh yöresinde, Hoca Ahmet Fakîh Camii ve Türbesi’nin batısındadır.

Yapım Tarihi: H. 646 / M. 1248

Kitabe: Günümüze ulaşmış bir kitabenin varlığı bilinmemektedir.

Vakfiye: İbrahim Hakkı Konyalı esere ait vakfiyenin Cumhuriyete kadar Topkapı Sarayı’nda padişahların mührü altında saklandığını belirtmektedir.

Kurucu: Emir Celaleddin Karatay’ın ortanca kardeşi Kemaleddin Rumtaş tarafından yaptırıldığı H. 646 / M. 1248 tarihli bir vakfiyeden anlaşılmaktadır. Bu vakfiye Emir Celaladdin Karatay, Konya Kadısı Muhammed Razi oğlu Muhammed’e tescil ettirilmiştir. Vakfiyeye göre mescid şimdi yıkılmış bulunan zaviyesi ile birlikte Konya suru haricinde yaptırılmıştır.

Sanatçı: Bilinmiyor.

Onarım Durumu: Karatay Mescidi’nin 1940 yıllarında kuzeye bakan ve önünden geçen yolun Akyokuş’tan ve Keçeli’den inen sellerin getirdiği molozlarla yükselmesi üzerine, bina 1.5–2 metre kadar çukurda kalmıştır. Sonradan temizlenerek eski haline kavuşturulmuştur. 1919 yılında iki kubbenin örttüğü son cemaat yeri yıkılmıştır. Burası düz ahşap çatıyla kapatılarak koridor haline getirilmiştir. Yapı 1990-1993’te onarım görmüştür; tadilat sırasında mescit aslına uygun hale getirilmiştir. Eskiden sol tarafına açılan kapı kapatılmış, eskiyen taşlar değiştirilmiş ve ahşap olan son cemaat mahalli tuğla ile örülmüş, örtüsü tonoz şekline getirilmiştir. Günümüzde mescit olarak işlevini sürdürmektedir.

Plan: Kare planlı olup, üzeri kubbeyle örtülüdür. Önünde hazırlık mekânı vardır. Sade bir iç mekana sahiptir. İçerisi harçla sıvalı mescidin kıble yönünde altta ve üstte ikişer pencere olup sağ ve sol cephe üstlerinde de küçük birer pencere bulunmaktadır. Mescidin içerisi mozaik çinilerle kaplıyken günümüzde bu çiniler dökülmüş olup yer yer bazı örnekler kalmıştır. Kubbe tuğla ile örülü olup, tuğla aynı zamanda dekoratif unsur olarak da kullanılmıştır. Kubbede balık sırtı motifi görülmektedir. Kubbenin kandil yerini siyah yeşil çiniler süslemekte idi. Kubbeye yerleştirilen paratöner nedeniyle çiniler bozulmuştur. Kubbeye geçişler Türk üçgenleriyle sağlanır. Mihrabın tezyinatıyla ilgili bir şey kalmamıştır. Yanlarında bulunan iki pencerenin üstlerindeki kırık kemerli diğer iki pencerenin dışarı yanları donuk renkli sırlı ve sırsız tuğlalarla süslenmiştir.

Üçboyutlu Özellik: Cepheler oldukça sade tutulmuştur. Son cemaat yeri zeminden kemer hizasının üstüne kadar yontma taşla üzerinde kalan lısmı ise tuğlayla örülmüştür. Kuzeydeki mermer söveli kapının iki yanında birer pencere yer alır. Mihrap cephesi ve yan cepheler moloz taşla döşeli olup, köşeler yontma taşlarla kaplanmıştır. Mihrap cephesindeki alt pencereler demir parmaklıklı olup dikdörtgen planlıdır. Üst pencereler yuvarlak kemerli ve tuğla ile çerçevelenmiş olup üstleri tuğladan testere dişi motiflerle hareketlendirilmiştir.

Malzeme: Mescidin yan duvarları moloz taşlardan, cephesiyle köşeleri dışardan yontma taşlarla kaplanmıştır. Taş kısmıyla tuğla arasındaki iritbat ardıç hatıllarla sağlanmıştır.

Süsleme: Mescidin içi çini mozaik ile pencere çerçeveleri, kemer etrafları ve kubbe tuğla ile dekoratif amaçlı süslenmiştir.

Tarihlendirme: İbrahim Hakkı Konyalı eserin H. 638 / M. 1240 ila H. 652 / M. 1254 yılları arasında yapıldığını belirtmektedir. Ancak H. 646 / M. 1248 tarihli bir vakfiyede eserin Kemaleddin Rumtaş tarafından yaptırıldığı kaydedildiğine göre, binanın 1248 tarihinde inşa edilmiş olmalıdır.

Değerlendirme :Aslına uygun olan mescit günümüzde işlevini sürdürmektedir. Mozaik çini süslemelerin çok az kalmış olması çiniler hakkında fikir yürütmeyi yetersiz kılmakla birlikte dönemin üslubunu taşıdığı muhakkaktır. Aynı zamanda zaviyesinin olduğunu öğrenmekteyiz.

Kaynakça: M. Ferit Uğur - M. Mesut Koman’ın Selçuklu Büyüklerinde Celalettin Karatay İle Kardeşlerinin Hayatı ve Eserleri, Konya 1940, s.76; İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri İle Konta Tarihi, Konya 1964, s.433-434; Mehmet Önder, Mevlana Şehri Konya, Ankara 1971, s. 143. Oktay Aslanapa, Türk Sanatı II, İstanbul 1984, s.66; Zeki Atçeken , Konya’daki Selçuklu Yapılarının Osmanlı Devrinde Bakımı ve Kullanımı, Ankara 1998, s.35-37.