TAŞ MEDRESE MESCİDİ

Yerin adı: Altınkalem Mahallesi, Eski Afyon Caddesi üzerindeki Taş Medrese’nin bitişiğindedir. Mescid medresenin kuzey duvarının batı ucuna inşa edilmiştir.

Yapım Tarihi: 13.yy'da yapıldığı düşünülmektedir.

Kitabe: Mescide ait bir kitabe bulunamamıştır.

Vakfiye: Bilinmiyor.  

Kurucu: Emirdad Sahip Ata Hüseyin Oğlu Fahreddin       Ali’dir. Anadolu Selçuklu vezirlerindendir. 1285 yılında Akşehir’e bağlı Nadir-Atakent Köyü’nde ölen Fahreddin Ali Bin el Hüseyin’in Kayseri, Konya ve Sivas’ta eserleri bulunmaktadır.   

Sanatçı: Bilinmemektedir.

Onarım Durumu: Yapı ilk inşasından bugüne çok şey kaybetmiştir. Taş Medrese ve diğer yapılar, yapıldığı XIII. yüzyıldan sonra birçok onarım geçirmişse de bu onarımları belirten bir kitabeye rastlanmamıştır. XX. yüzyıl başlarında çekilen fotoğraflardan mescid ve medrese giriş cephelerinin kısmen sağlam olduğu görülmektedir. Son cemaat yeri son onarımlarda camekânla kapatılmıştır. Medrese 1940 yılından itibaren onarılmaya başlanmış, aralıklarla süren onarımlarda mescidin de eden geçirildiği anlaşılıyor. Medrese 1965 yılında müze olarak hizmete devam etmiştir. Günümüzde ibadete açıktır.

Plan: Kare planlı, tek kubbeli bir yapı olup, batı cephede iki bölümlü son cemaat yeri ve kuzeybatı köşesinde yer alan minareden oluşur. Mescidin batı kanadındaki iki bölmeli son cemaat yerinden mescide geçilir. Kuzey uçtaki açıklıktan geçilen harim kare planlı olup duvarları sıvalı ve badanalıdır. Mescidin güney duvarı medrese ile ortak kullanılmış, ancak buradan harime geçiş veren bir açıklık bulunmamaktadır. Doğu duvarın alt bölümünde bir pencere açıklığı yer alırken, kuzey duvarındaki tek pencere açıklığı duvarın üst kesimindedir. Üç açıklıklı batı duvarında iki pencere, bir giriş bulunur. Son yıllarda harimin kuzey kanadına, demir kirişle taşınan ahşap mahfil inşa edilmiştir. Güney duvarın ortasında bulunan mihrabın özelliği yoktur. Mihrap yağlıboya ile boyalıdır. Üzeri kubbe ile örtülü mekanda kubbeye geçişler üçgen dilimli tromplarla sağlanır. Geçişler ve kubbe sıvalı olmadığı için tuğla malzeme görülmektedir.

Üçboyutlu Özellik: Batı cephesinde iki bölmeli son cemaat yeri bulunur. Son cemaat yerinin kuzeyinde minare kürsüsü, güneyinde de medrese duvarı sınırlar. Bugün sıvalı olan bu bölümün cephesinin önceleri tuğla ve sırlı tuğlalar ile yapılmış bezemelerle süslü olduğu bilinmektedir. Son cemaat yerinin güney duvarında, türbe eyvanına açılan düz atkılı giriş açıklığı bulunmakta iken onarımlar sırasında burası da kapatılmıştır. Son cemaat yeri, ortadaki sütundan harim duvarına uzanan sivri bir kemer ile iki bölüme ayrılmış ve her bölüm tonozla örtülmüştür. Harimden son cemaat yerine açılan üç açıklık bulunmaktadır. Bunlardan ikisi üst üste yerleştirilmiş pencere açıklıklarıdır. Sivri kemerli tonoz ile örtülü bölümüne açılan bu pencerelerden alttaki düz atkılı, üstteki ise sivri kemerlidir. Üçüncü açıklık kuzey uçtaki giriş açıklığıdır. Düz atkılı ve mermer söveli bu girişten harime geçilirken, bu girişin sol duvarı üzerinde minarenin girişi yer alır. Mescidin saçak hizasına kadar yükselen minarede, kare kesitli kürsüsünün alt bölümü devşirme mermer bloklarla; üst bölümü ise tuğla ile inşa edilmiştir. Kürsüden direkt silindir gövdeli, tuğla örgülü gövdeye geçilir. Tuğla ve çini süslemeli minarede iki şerefe bulunmaktadır. Petek kısmının sonradan inşa edildiği anlaşılmaktadır.

Malzeme: Tuğla, moloz taş ve devşirme malzeme kullanılmıştır.

Süsleme: Bugün sadece harimin kuzeybatı köşesinde yer alan minarenin tuğla döşeli gövdesinde süslemeler bulunmaktadır. Minare gövdesinde bulunan süslemeler tuğla, sırlı tuğla ve çini mozaikten oluşmaktadır. Gövdenin başlangıcından ikinci şerefe altına kadar devam eden bu süslemeler yedi ayrı süsleme kuşağı oluşturur. Birinci kuşakta, yatay tuğla aralarına dikey yerleştirilmiş firuze sırlı yarım tuğlalar, birbirlerine paralel eğimli hatlar meydana getirirler. Bugün harap durumda olan ikinci kuşakta siyah ve firuze renkli çiniler olduğu anlaşılmaktadır. Hemen bunun üzerinde olup birinci şerefeye kadar devam eden kuşakta, yatay tuğla sıralarının aralarına firuze sırlı yarım tuğlaların yerleştirilmesiyle oluşturulmuş ağ motifi yer alır. Şerefe altındaki dar kuşakta siyah ve firuze renklerin hakim olduğu geometrik örnekli çini mozaik bulunur. Birinci şerefenin üzerindeki beşinci kuşakta normal tuğla örgü şeklinde düzenlenmiştir. Altıncı kuşak süslemesi, birinci kuşağın benzeridir. Ancak, bu kez yatay tuğla sıraları arasındaki firuze sırlı yarım tuğlalar yatay şekilde yerleştirilmiştir. Son kuşakta, firuze sırlı kare kesitli aşağıdan yukarıya doğru aralarında baklava şekilli alanlar bırakarak zikzaklar meydana getirmiş ve arada kalan baklava alanlara da yatay yerleştirilmiş firuze sırlı yarım tuğlalar ile birer baklava örneği yerleştirilmiştir. Yapı hakkında bilgi veren kaynaklarda, minarenin yanı sıra, son cemaat yeri cephesinde, harimin batı duvarındaki sivri kemerli pencerenin dış cephesi ile kubbede, tuğla ve çinilerle yapılmış süslemelerden söz edilmektedir.

Tarihlendirme:Medrese, mescid, türbe, hanikah, imaret ve çeşmeden oluşan bir külliye olarak inşa edilmesine rağmen bugün sadece medrese, mescid ve türbe kısmı kalmıştır. Mescidin inşa kitabesi bulunmamaktadır. Ancak, inşa malzemesi, plan özellikleri ve medrese ile bağlantısı sebebiyle mescidin medrese ile birlikte inşa edildiği sonucunu vermektedir.

Değerlendirme: Tek kubbeli ve iki bölümlü son cemaat yeri Konya mescitlerini hatırlatmaktadır. Giriş yönünün kıble ekseninde olmamasıyla da benzerlik birbirini tamamlamaktadır.
Medrese ile bitişik inşa edilen mescid, batı cephesinde geniş bir cephe konstiriksiyonu oluşturur. Bu düşey hat, kuzey uçtaki iki şerefeli minareyle dengeli bir dikeylik oluşturur. Minaredeki iki şerefe Konya’daki İnce minarelinin öncüsüdür. Uzun süre görülmeyen çift şerefe Osmanlılarla tekrar yerini almaktadır.

Kaynakça:-DEMİRALP Yekta,Akşehir ve Köylerindeki Türk Anıtları,Ankara 1996.
-KURAN, Aptullah, Anadolu Medreseleri, I, Ankara,1969.
-FERİT, M.-MESUT, M., Selçuk Veziri Sahip Ata İle Oğullarının Hayatı ve Eserleri, İstanbul, 1934.
-ASLANAPA, Oktay, Türk Sanatı I-II, Başlangıcından Beylikler Devri Sonuna Kadar, Ankara, 1984.
-SÖZEN,Metin,Anadolu Medreseleri Selçuklular ve Beylikler Devri, C I, İstanbul 1970.
-MESARA, Gülbün-ÖZEN, Mine Esiner, Süheyl Ünver’in Konya Defterleri, Kubbealtı Neşriyat, İstanbul,2006.

Galeri