Yerin adı: Antalya Kaleiçi’nde, İskele Caddesi Tabakhane Sokak’ta, Yivli Minare Camii’nin yakınında yer alır.
Yapım Tarihi: 13. yüzyıl
Kitabe: Minarenin doğuya bakan yüzünde bulunan niş içerisinde Arapça üç satırlık kitabe parçası bulunmaktadır. Yine aynı yönde minarenin pabuç kısmında türkuaz ve kobalt mavisi sırlı tuğla ile oluşturulmuş kufi bir yazı kalıntısı görülebilir. Minarenin sekizgen pabuç bölümünde niş üstünde türkuaz ve kobalt mavisi mozaik çinilerle oluşturulmuş kitabenin bir kısmı günümüze ulaşmıştır.
Vakfiye: Yapıya ait vakfiye bulunamamıştır.
Kurucu: Bilinmiyor.
Sanatçı: Bilinmiyor.
Onarım Durumu: Günümüze birçok müdahaleye maruz kalarak ulaşan yapının, şerefeye kadar olan kısmı aslını bir ölçüde koruyabilmiş olsa da minarenin diğer kısmı sonradan yapılmıştır. Günümüzde minare kasnağında sıvalı bir halde olan nişlerin çini ile bezenmiş olduğu, günümüze çini bezemesinin bir bölümü ulaşan nişten anlaşılmaktadır. 1953 ve 1973 yıllarında Vakıflar genel Müdürlüğü tarafından onarılmıştır.
Plan: Kare kaide üzerinde yükselen minare minarenin pabuç bölümü sekizgendir. Sekizgen pabuç üzerinde plaster görünümü sergileyen yivlerin bulunduğu gövde şerefe ile sonlanır. Şerefe sonrasında kısa tutulan dairesel petek ve kurşun kaplı külah kısmı ile minare sonlanır.
Üçboyutlu Özellik: Kaidenin kuzeye bakan yüzünde basit bir dikdörtgen kapısı bulunan yapının kaide bölümü, belirli bir yüksekliğe kadar farklı boyutlarda, aralarında devşirilmiş olan taş bloklarının da bulunduğu, düz kesme taşlarla inşa edilmiştir. Kaidenin geri kalan kısmı tuğla örgü ile devam eder ve köşeler pahlanır. Kaidenin üstünde sekizgen bir kasnak şeklinde pabuç yer alır. Sekizgen pabucun her yüzünde, çökertme içerisinde nişlere yer verilmiştir. Sekizgen pabuç üzerinde yükselen gövde plaster görünümünde yivlerle hareketlendirilmiştir. Şerefe altında iki iri yiv arası mukarnasla doldurulmuştur. Şerefe altı kirpi saçağa benzer şekilde bir düzene sahiptir.
Malzeme: Yapıda kesme taş, tuğla, renkli sırlı tuğla, çini gibi farklı nitelikte malzemeler kullanılmıştır. Bunların dışında minarenin kaidesinde devşirme olarak kullanılmış bazı blok taşlar dikkat çeker. Minarenin genelinde yoğun olarak kullanılan malzeme tuğladır. Minare gövdesinde ½ kaydırılarak dizilen tuğlalar arasında türkuaz sırlı tuğlalar yerleştirilmiştir. Sekizgen pabuçta bulunan nişlerin birinin üzerinde türkuaz renkli çinilerle mozaik tekniğinde bir yazıt oluşturulmuştur.
Süsleme: Yapıda süsleme unsuru tuğlaların dizilimi ve kullanılan renkli sırlı tuğlalarla oluşturmuştur. Minare gövdesinde kullanılan sırlı tuğlaların sekizgen pabuçta, niş yüzeylerinde de kullanıldığı mevcut izlerden anlaşılmaktadır. Bunların yanı sıra minare gövdesindeki iri yivler ve şerefe altında iki yiv arasının mukarnas dolgu ile doldurulması, minarenin plastik etkisini oldukça artırmaktadır.
Tarihlendirme: Yapının üzerinde bazı izleri kalan üç yazıttan, minarenin tarihlendirmesinde veri olarak kullanılabilecek bilgiye ulaşılamaz. Araştırmacılar tarafından farklı zaman dilimlerine tarihlendirilen minarenin, formunu ve kullanılan çini süslemelerini dikkate alarak, yapıyı, 13. yüzyılın ikinci yarısı ile 1280’e tarihlendirenler de olmuştur. I. Alâeddin Keykubad’ın adı ve unvanlarının bulunduğu ve yapıya sonradan eklenen, mermer kitabe parçasını göz önünde bulundurarak, minarenin I. Alâeddin Keykubad’ın saltanat yıllarında inşa edildiğini belirten araştırmacılar da bulunmaktadır. Üç yazıttan okunabilen bu kitabe parçası form itibariyle bulunduğu niş ile uyumsuzluğu ve nişlerdeki çini mozaik süsleme programına dikkat edildiğinde, belirtilen kitabe parçasının buraya ait olmadığı ortaya çıkar. Ayrıca Antalya surlarında, Alâeddin Keykubad’ın isim ve unvanlarının yer aldığı bazı kitabelerin de minarede bulunan kitabe gibi “resm-i bi-haz’el imaret el-mubarek..” diye başlaması, bahsi geçen kitabenin minareye ait olamayacağını ortaya koymaktadır. Diğer taraftan minarenin, Yivli Minare Camii ile birlikte inşa edildiğini gösteren kesin bir bilgi bulunmasa da dönemi içerisinde, sahip olduğu farklı özelliklerle yapı genel olarak 13. yüzyıla tarihlendirilebilir.
Değerlendirme: Yivli Camii ile birlikte ele alınması muhtemel görünen yapının, bazı sorunları henüz aydınlatılabilmiş değildir. Minarenin defalarca onarım görmesi bazı yönlerden onun hakkında bilgi verecek işaretlerin ortadan kalkmasına sebep olmuştur. Tarihlendirilmesinde daha önce de belirtildiği gibi ortak bir görüş olmamasına rağmen yapının 13. yüzyılda değerlendirilmesi gerektiği görüşü ağır basmaktadır. En önemlisi günümüzde Yivli Minare Camii adıyla anılan yapının ve minarenin bir biri ile olan ilişkisi arkeolojik kazı yapılmaksızın açıklığa kavuşmayacağı ortadadır.
Kaynakça: BAKIER, Ö; Selçuklu Öncesi ve Selçuklu Dönemi Anadolu Mimarisinde Tuğla Kullanımı I, Ankara, 1981.
ERTEN, S.Fikri; Antalya Vilayeti Tarihi, İstanbul, 1940.
KIRMIZI, Mete; “Yivli Minare ve Külliyesi”, Antalya 1. Selçuklu Eserleri Semineri 22-23 Mayıs 1986, Antalya Valiliği, Antalya, 1986, s. 37-47.
ÜNAL, İ; “Antalya Bölgesindeki Çinili Eserler”, Türk Etnografya Dergisi, S. 14, Ankara, 1974, s. 15-55.
YILMAZ, Leyla; Antalya (16.Yüzyılın Sonuna Kadar),Ankara, 2002.