Yerin adı: Altınkalem Mahallesi, Mescid Sokak’tadır.
Yapım Tarihi: Arapça inşa kitabesinden Cemaziyelahir 620 /M. Temmuz 123 tarihinde tamamlandığı anlaşılmaktadır.
Kitabe: Yapının batı cephesinde Arapça inşa kitabesi bulunmaktadır. “Bu mescid mamuresi620 yılı cumadelahire ayında Emir ül mümininin bürhanı, büyük sultan Keyhüsrev zade, Keykubat’ın hükümdarlığı günlerinde Hacı İsfendiyer zade, Tanrının rahmetine muhtaç yoksul Eminüddin Yusuf’un elinde tamamlanmıştır”
Vakfiye: Bu yapıya ait vakfiye bulunamamıştır.
Kurucu: Alâeddin Keykubad döneminde yaşamış olan Eminüddin Yusuf bin Hacı İsfendiyad’dır. Kendisi hakkında bir bilgiye ulaşılamamıştır.
Sanatçı: Bilinmiyor.
Onarım Durumu: 1980’li yılarda mahalle halkı tarafından yapılan onarımda, batı duvarı dışındaki duvarlar ve kubbe beton harç ile sıvanmış, ayrıca kubbe eteğine iki tane yuvarlak pencere açılmıştır. Onarımlar sırasında batı cephesinin büyük ölçüde değiştiği tahmin edilmektedir. 2008 yılında başlayan restorasyon çalışmaları sürmektedir.
Plan: Mescid tek kubbeli, kare planlı bir yapıdır. Batı cephesinden girişi sağlanan mescidin, güney ve kuzey duvarlarında açıklık yoktur. Doğu duvarının ortasında üst üste yerleştirilen bir pencere bulunur. Batı cephesinde ise güney kanadının üst kesiminde bir pencere bulunur ki sonradan değişikliğe uğramıştır. İçerisi badanalı olan mescidde, son onarımlarda mihrabın tamamı ile duvarların alt kesimi fayanslarla kaplanmıştır. Sonradan Akşehir Müzesi Müdürlüğü’nün girişimleriyle bu fayanslar söktürülmüştür. Dışa taşkın mihrapta, yarım daire kesitli mihrap nişi, yukarıya doğru sivrilen bir kavsara ile sınırlanır. Kuzey kanata sonradan eklenen ahşap mahfil yer alır. Kare gövdeden kubbeye geçiş trompu andırır küçük geçiş unsurları ile sağlanmıştır.
Üçboyutlu Özellik: Girişin bulunduğu batı cephesinin sağ tarafında sivri kemerli bir pencere bulunur. Pencerenin altında dikdörtgen biçimli bir pencere daha bulunmaktadır ki onarımla kapanmıştır. Batı cephesinin solunda ise üst üste bulunan iki açıklık vardır, alttaki devşirme malzemelerle çerçeveli girişi, üstteki sivri kemer içerisinde bulunan pencereyi oluşturur. Sivri pencereler arasında inşa kitabesi görülür. Bu cephenin kuzey köşesinde batıya doğru uzanan dar ve kısa bir duvar parçası yer alır. İ.H. Konyalı bunun son cemaat yerinden kalan bir parça olduğunu düşünmektedir. Doğu cephenin ortasındaki iki katlı pencerede alttaki dikdörtgen şekilli, üstteki ise ahşap malzemeden işçilik ve dışlığı bulunan sivri kemerli bir açıklıktır.
Malzeme: Sıvasız olan batı duvarında tuğla kullanılmış, diğer duvarların inşasında alt kesimlerde düzgün kesme taş, üst kesimlerde de tuğla kullanılmıştır.
Süsleme: Yapıdaki süslemeler, doğu duvarındaki sivri kemerli pencerenin ahşap işçiliği ile yapının batı cephesinde bulunur. İçliğin çerçevesindeki “düz yüzeyli derin oyma tekniği”ndeki süsleme iki şerit halindedir. Rumi, palmette oluşan kıvrımlı dal ve birbirine bağlantılı olarak işlenmiş Rumilerin meydana getirdiği zencirek motifi görülür.
Batı cephesindeki süslemeler ise, sivri kemerli pencerelerin kemer köşelikleri ile alınlıklarında yer alır. Kemer köşelerindeki süslemeler “blok tuğla üzerine kalıplama tekniği”nde yapılmıştır. Burada görülen motifler, gamalı haç, birbirine geçmelerle bağlanan daireler, baklava ve daire şeklinde gelişir.
Tarihlendirme:
Değerlendirme: Kare planlı, tek kubbeli ana mekân ve batı yönündeki giriş cephesiyle klasik Selçuklu mescidlerinin özelliklerini barındırmaktadır. Mescide minare bulunmamaktadır, minare bu dönem mescidlerde mutlaka bulunması gereken bir unsur değildir.
Kaynakça:KONYALI, İbrahim Hakkı; Nasreddin Hoca’nın Şehri Akşehir(Tarihi Turistik Kılavuz), İstanbul, 1945.
DEMİRALP, Yekta; Akşehir ve Köylerindeki Türk Anıtları, Ankara, 1996.