BEYHEKİM MESCİDİ

Yerin adı: Alaeddin Tepesi’nin batı tarafında ve kendi adını verdiği mahallededir. Beyhekim Mescidi, eski kaynaklarda adı Begi Hekim olarak geçmektedir.

Yapım Tarihi: 13. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir.

Kitabe: Kitabesi bulunamamıştır.

Vakfiye: Asıl vakfiyesi mevcut değildir. 

Kurucu: Banisi, Hakim Beki yani Reis-ül-etibba anlamındaki Beyi Hekim büyük Selçuklu doktoru Ekmel-üd-din’dir

Sanatçı: Sanatçısı bilinmemektedir.

Onarım Durumu: Yakın dönemde onarım ve tadilat geçiren mescid günümüzde ibadete açıktır.

Plan: Son cemaat yeri doğu cephesinde olup, tek kubbeli kare planlı bir mesciddir.
Mescidin mermer söveli cümle kapısından küçük bir dehlize girilir. Kapının sağında ve solunda mermer çerçeveli birer pencere dışarı açılır. Bu bölümün sağında mescidin kurucusu olan Ekmel-üd-din (Beyhekim)’in türbesi ve sol tarafta da muhtemelen türbedara ya da mescid görevlilerine ait olduğu düşünülen bir oda bulunmaktadır. Türbe ve görevli odasından mescide birer pencere açılır. Burası tonozlu kubbelerle örtülü idi. Türbenin hiçbir yerinde banisi ve yapımıyla ilgili bir bilgi mevcut değildir. Bu bölümden bir kapıyla tek kubbeli mescide geçilir. Mescidin kubbesi tuğla örgülüdür. Kubbenin başlangıç noktalarındaki pencereler sonradan açılmıştır. Kubbenin üzerinde tuğla süslemeler ve içinde kandil askılığında renkli mozaikler vardır. Mescidin mihrabı bugün bulunması gereken yerde olmayıp 1899 yılında Avrupa’ya götürülmüştür. Burası sıva ile kaplıdır. Halen bu mihrap Doğu Berlin’de Staatliche Museen’de dir. Bu muhteşem mozaik çinili mihrabın söve ve alınlığında Kur’an-ı Kerim’den Tövbe Suresi’nin 18. Bakara Suresi’nin 255 ve Ankebut Suresi’nin 45. ayetleri yazılıdır. Ayrıca mihrap nişinde de bir hadis yazılıdır. Mescide ait ahşap kapı kanatları ve pencere kanatları bugün Konya Müzesi’nde sergilenmektedir

Üçboyutlu Özellik: Mescidin son cemaat yerini tonozlu kubbeler örmekte olup sol tarafında bir de kısa minaresi bulunmakta idi. Deprem sonrasında kubbeler ve minare yıkılmış, kubbelerin yerini dam örtmektedir. Eski minarenin yerine de ahşap bir minare ilave edilmiştir. Taç kapının sağında ve solunda birer pencere yer alır. Taç kapının söveleri mermerdendir. İki yandaki pencere çerçeveleri de mermerdendir. Ön cephenin sol yan duvar dokusundan buranın yenilendiği anlaşılmaktadır.

Malzeme: Cepheler tamamen kırmızı iri kesme taşlarla örülüdür. Kubbede tuğla kullanılmıştır.

Süsleme: Türbe kapısı ile karşısındaki oda kapısının yanları ve üstleri çini süslemeliydi. Günümüzde yurtdışında bulunan mihrap mozaik çini süslemeli olup, kapı ve pencere kapakları oyma tekniğinde ahşap süslemeye sahiptir.

Tarihlendirme: Kitabesi bulunmadığından ne zaman yapıldığı kesin olarak bilinmemekle beraber 13. yüzyılın ikinci yarısında yapıldığı tahmin edilmektedir. Süheyl Ünver, Beyhekim’in mescidini Konya Dar-üş-şifası’nın yerine yaptırdığını belirtir. İbrahim hakkı Konyalı, bunun gerçeğe dayanmadığını belirttir ve Ekmel-üd-din gibi bir doktorun bir dar-üş-şifayı yıkmasının mesleği ile bağdaşmayacağını ifade eder. Mehmet Önder ise mescidin sağında türbeye bitişik bölümde eskiden bir dar-üş-şifa veya zaviye olduğunu söylemektedir.

Değerlendirme: Konya’daki bazı mescitler gibi kare planlı, tek kubbeli yapının hazırlık mekânı yapının kıble yönünde olmayıp doğu cephesinde yer almaktadır. Türbenin hazırlık mekânında bulunması bazı Selçuklu mescitleriyle benzeşmektedir. Küçük ölçüde tasarlanan mescidin çini mozaik süslü mihrabı diğer çini süslemeleri ve ahşap oyma tekniğinde yapılan pencere ve kapı kanatları üzerinde durulması gereken örneklerdir.

Kaynakça: -KONYALI, İ. Hakkı; Abideleri ve Kitabeleri İle Konya Tarihi, Burak Matbaası, Konya,1997.
-ÖNDER, Mehmet, Konya Rehberi, Konya, 1950.
-ASLANAPA, Oktay, Türk Sanatı I-II, Başlangıcından Beylikler Devri Sonuna Kadar, Ankara, 1984.
-ATÇEKEN, Zeki;Konya Selçuklu Yapılarının Osmanlı Devrinde Bakımı ve Kullanılması, T.T.K, Ankara,1998.
-ÜNVER,A.Süheyl,Selçuklu Tabebeti, Ankara 1940.