HUAND HATUN MEDRESESİ

Yerin adı: Kayseri iç kalesinin hemen dışında inşa edilen yapı günümüz Kayserisi’nin şehir merkezinde Huand Hatun Külliyesi bünyesinde cami, türbe, hamam ve günümüze ulaşmayan imaretle birlikte inşa edilmiştir.

Yapım Tarihi: 13. yüzyılın ikinci yarısı.

Kitabe: Yapıya ait kitabe mevcut değildir.

Vakfiye: Vakfiyesi bulunamamıştır.

Kurucu: I. Alâeddin Keykubad’ın eşlerinden, II. Gıyaseddin Keyhüsrev’in annesi Mahperi Huand Hatun tarafından inşa ettirilmiştir.

Sanatçı: Bilinmiyor.

Onarım Durumu: Günümüze iyi durumda gelebilen medresenin Cumhuriyet'ten önce geçirdiği herhangi bir tamire işaret eden onarım kitabesi bulunmamaktadır. 1929 yılı sonrasında arkeoloji müzesi olarak kullanılmaya başlanan yapı 1969 yılında itibaren Etnografya Müzesi olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1998 yılında müzenin Güpgüpoğlu Konağına taşınmasından sonra Kayseri Valiliği tarafından bakım ve onarımı yapılarak Vakıflar Müdürlüğüne devredilmiştir. Vakıflar Müdürlüğüne devrediltikten sonra hediyelik eşya çarşısı olarak kullanılmaya başlanmıştır. Yapının özellikle de batı cephesinde görülen farklı renkteki kaplamalar, yapılan onarımları işaret etmektedir.

Plan: Doğu-batı doğrultusunda dikdörtgen planlı yapı; açık avlulu, tek katlı ve iki eyvanlıdır. Yapının avlusu dört yönden revakla çevrili olmasına rağmen ana eyvanın önündeki sütunlar günümüze ulaşmamıştır. A. Gabriel, Ch. Texier'in yaptığı rölevede ana eyvanın önündeki sütunları göstermesinden yola çıkarak 1928 yılında yaptığı sondajda da günümüze ulaşmayan ayakların temelini bulmuştur. Simetrik bir mimari kurguya sahip yapıya giriş batı cephede yer alan anıtsal taçkapıdan sağlanır. Yapının kuzey ve güney duvarı boyunca karşılıklı sekiz öğrenci adası yanyana sıralanır. Giriş eyvanının güneyindeki odanın görevlilere ait mekan olduğu belirtilirken bu mekanın mescit olduğu da öne sürülür. A. Gabriel, 1928'deki ziyretinde ana eyvanın kuzyindeki kare mekanda gördüğü is tabakasına dayanarak burasının mutfak bölmü olduğunu belirtmiştir. A. Kuran, Anadolu Selçuklu medreselerinde mutfak mekanının girişe yakın bir yerde konumlandırıldığını dikkate alarak A. Gabriel'den farklı olarak bu mekanın kışlık dersahane olduğunu belirtir. Medresenin genelinde, mekanların örtüsünde beşik tonoz kullanılmıştır. Yapının sadece batı cephesinde, ana eyvan ve güneye doğru diğer iki mekanda pencreye yer verilmiştir.

Açık avlulu yapıda, ana eyvanın ve revaklarda sivri kemer kullanılmıştır. Ana eyvanın kuzeyindeki kare mekanın farklı yönlere atılan sivri kemerle parçalı bir örtüye sahip olması mekanı ilginç kılmaktadır. Medresenin güneybatı köşesinde yer alan türbeye buradaki küçük mekandan geçiş sağlanmaktadır.

Üçboyutlu Özellik: Oldukça masif bir görünüme sahip yapının kuzeybatı ve güneybatı köşelerinde dairesel kesitli köşe kuleleri kullanılmış olup güney cephede bir guzey cephede iki payanda beden duvarını desteklemektedir. Önceleri den-danlarla sona eren beden duvarları sahip olduğu payanda ve köşe kuleleri ile kale görünüme sahip yapının batı cephesinde, taçkapının güneyinde beş kemerli bir revakla oluşturulan şadırvanı 1960'lı yıllarda kaldırılmıştır.

Malzeme: Moloz taş örgüsü düzgün kesme taş ile kaplanan yapının genelinde özenli bir işçilik görülür.

Süsleme: Yapıda süsleme unsuruna, batı cephedeki taçkapıda ve ana eyvan kemerinin dış yüzeyinde, eyvanın miharap nişinde rastlanır. Mukarnaslı bir kavsaraya sahip taçkapını geometrik motiflerin yoğun olarak kullanıldığı bordürler ve özellikle taçkapı kemerinin yüzeyinde kullanılan iri palmet motifleri ağır masif görüntüyü hareketlendirmektedir. Ana eyvan kemerinin dış yüzeyinde bordür içerisinde de geometrik geçme motifler kullanılmıştır. Eyvan içerisinde uzanan ikili silme hattı, mukarnas kavsaralı mihrabın üst kısmında bir düğüm oluşturmaktadır. Yapının orjinal aslan başlı çörteni de Anadolu Selçuklu Mimarisi'nde figür kullanımı açısından dikkat çekicidir.

Tarihlendirme:

Değerlendirme: Anadolu Selçuklu Mimarisinde açık avlulu ve iki eyvanlı medreselerine gösterilebilecek iyi bir örnek olması bakımından oldukça önemlidir. Diğer taraftan Bazı araştırmacılar Huand Hatun Külliyesi adı altında toplanan yapılardan sadece cami ve türbenin Huand Hatun’a ait olduğunu öne sürse de genel kanı tüm yapıların Huand Hatun’a ait olduğudur. Yapıların yerleştirilmesi özellikle de cami, medrese ve türbenin konumlandırılması oldukça dikkat çekicidir.

Kaynakça: ASLANAPA, Oktay; Anadolu’da İlk Türk Mimarisi Başlangıcı ve Gelişmesi, Atatürk Kültür Merkezi Yayını, Ankara, 1991.
KUBAN, Doğan; Selçuklu Çağında Anadolu Sanatı, YKY, İstanbul, 2002.
KURAN, Aptullah; Anadolu Medreseleri I, Ankara, 1969.
KURU, Alev Çakmakoğlu; Fetih’ten Osmanlı Dönemine Kadar Kayseri’de Türk Devri Mimarisi, İlköz Matbaası, Ankara, 1998.
ÇAYIRDAĞ, Mehmet; “Huand Hatun Külliyesi”, TDV İslam Ansiklopedisi, C. 18, İstanbul, 1998, s.261-262.