SAHİP ATA (SULTAN) HAMAMI

Yerin adı: Sahip Ata Külliyesi, Konya’nın Meram ilçesinde, Lârende caddesinde, günümüze ulaşamayan Konya surunun Karaman yoluna açılan Lârende kapısının karşısında yer alır. Külliyenin bir parçası olan hamama, Taş Cami Uzun Harmanlar Caddesi üzerinde, hanikâhın doğusundaki kapıdan girilmektedir.

Yapım Tarihi: Günümüze ulaşabilmiş bir kitabesi yoktur. Bu sebeple de hamam külliyenin inşa tarihleri olan, 1258–1279 yılları arasına yerleştirilebilir.

Kitabe: Kitabesi bulunamamıştır.

Vakfiye:

Kurucu: Külliyenin banisi olan Sahip Ata Fahreddin Ali, hamamın da banisidir. Konyalı Hacı Ebubekir oğlu Hüseyin’in oğlu Sahip Ata Fahreddin Ali, II. İzzeddin Keykavus, IV. Rükneddin Kılıçarslan, II. Alâeddin Keykubad, III. Gıyaseddin Keyhüsrev ve II. Gıyaseddin Mesud zamanlarında, 1249–1279 yılları arasında devletin başında iken çok sayıda yapı inşa ettirmiş, bu sebeple de “Ebû’l Hayrat” unvanını almıştır. İnşa ettirdiği yapılar arasında, Konya’da kendi adıyla anılan külliye dışında İnce Minareli Medrese (1260-65), Nalıncı Baba Türbesi, Buzhaneler, dört adet çeşme, Ilgın’da Kaplıca (1267) ve Han (1267), Akşehir’de Taş Medrese (1250), Sahip Ata Mescidi, Hanikâh ve İmaret (1260), Afyon Bolvadin’de İshaklı Hanı (1249) ve Bolvadin Hamamı (1249), Kayseri’de Sahibiye Çeşmesi, Mescidi (1266), Medresesi (1267 / 68) ve Sivas’ta Gök Medrese (1271) ona bağlanan eserlerdir. Bunların dışında ise Afyon’daki Kubbeli Mescid (1330), Ulu Cami (1272), Sahibiler Türbesi ve Bolvadin Alaca Çeşme (1278) Sahip Ata Oğullarına bağlanan diğer eserlerdir.

Sahip Ata Fahreddin Ali, Sultan İzzeddin Keykavus zamanında “emîridâd” yani adliye emiri olarak (1250) görev yapmış, 1259’dan sonra da adliye emirliğinden saltanat naipliği makamına getirilmiştir. Baba Şemsüddin Mahmud Tuğrai’nin vefatından sonra da vezirlik makamına getirilmiştir. Fahreddin Ali, III. Gıyaseddin Keyhüsrev 1265 yılında Selçuklu tahtına geçtiği sırada vezirlik görevini devam ettirmekteydi. Bir ara Moğollar tarafından görevinden alınarak Osmancık Kalesi’ne hapsedilmiştir. Bir süre sonra esaretten kurtulmuş, Konya’da devlet işlerine karışmama şartıyla oturmasına müsaade edilmiştir. 1275 yılında da tekrar görevine dönmüştür. Cimri olayında iki oğlunu kaybetmiş, bu sebeple vezirlik makamından ayrılarak bir süre sonra Akşehir’in Nadir Köyü’nde, 1286 yılında vefat etmiştir. Cesedi mumyalanarak külliyenin türbesine defnedilmiştir.

Sanatçı: Külliyenin yapılarından caminin mimarı, taçkapının sağındaki sebilin cephesinde, madalyonlar içinde ismi yazılı olan Kölük bin Abdullah’tır. Hamamın ve külliyenin diğer yapılarının mimarı kesin olarak bilinmemektedir. Fakat bani Sahip Ata Fahreddin Ali’nin inşa ettirdiği eserlerde genellikle mimar olarak Kölük bin Abdullah’ın veya Kalûyan el Konevî’nin çalıştığı bilinmektedir. Hamamın bu iki isimden biriyle alakalı olma ihtimali söz konusu olmasına karşılık mimarıyla yapıda çalışan sanatçılar konusunda net bir şey söylenememektedir.

Onarım Durumu: Erkekler kısmının güneyi ile kadınlar kısmının kuzeyine rastlayan soğukluk ve sıcaklık birimlerinin 1934’te keçehane olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. 1570, 1848 ve 1962’de hamam çeşitli onarımlar geçirmiştir. 2007 yılı, yaz başında, hamamda yeni restorasyon çalışması başlamıştır.

Plan: Çifte bir hamam olan Sahip Ata Hamamı, doğu–batı doğrultusunda uzanmakta, dıştan dikdörtgen bir alanı kaplamaktadır. Kuzeydeki erkekler kısmı ile bunun güneyindeki kadınlar kısmı arasındaki tek fark, erkekler kısmındaki hacimlerin biraz daha büyük olmasıdır. Genel hatlarıyla, hamamın kadın ve erkeklere ait her iki bölümünde sırasıyla soğukluk ve soyunmalık bölümlerinden sonra dört eyvanlı, köşe hücreli (halvetli), kubbeli sıcaklık kısmına geçilir. Bu bölümün zeminde sekizgen göbektaşı yer almaktadır. Sıcaklığın doğu eyvanından birer pencere, sivri bir beşik tonozla örtülü külhanına ve su deposuna açılmaktadır.

Selçuklu dönemi çifte hamamların en büyüğü olan bu hamam, doğu-batı doğrultulu, simetrik bir plana sahip dikdörtgen bir yapıdır. Kuzeydeki erkekler kısmı ile bunun güneyindeki kadınlar kısmı arasındaki tek fark, erkekler kısmındaki hacimlerin biraz daha büyük olmasıdır. Batıya açılan bir kapıdan, dört adet pencereyle betonarme tavanının merkezindeki aydınlık fenerinden ışık alan, merkezinde bir havuza sahip kare planlı, erkekler bölümünün soyunmalık (1155 x 1240 cm) kısmına geçilir. Bu bölümün doğu duvarındaki kapı, köşe üçgenleriyle geçilen, eliptik kubbeli dikdörtgen bir alana (255 x 365 cm), kuzeydeki kapı ise kare planlı, kubbeye geçişin üçgen bingilerle sağlandığı soğukluğa (675 x 675 cm.) açılır. Soğukluğun güneydoğu köşesindeki kapıdan kubbeli helâya (350 x 360 cm), doğusundaki kapıdansa merkezi kubbeli bir orta bölüm çevresinde tonoz örtülü dört eyvan (310 cm derinliğe, 350 cm. genişliğe sahiptirler) ve köşelerde yer alan kubbeli dört halvete (310 x 310 cm) sahip sıcaklığa girilir. Sıcaklığın merkezinde sekizgen bir göbek taşı yer alır. Doğu eyvanından arkadaki tonozlu su deposuna bir pencere açılır. Buranın doğu cephesi, ortasında kemerli bir ocak nişi bulunan bir payanda duvarıyla desteklenmiştir. Soyunmalık hariç hamam orijinal planını muhafaza etmektedir. Bu bölüm ise büyük bir kubbeyi taşıyacak ölçüde duvarlara ve geçiş öğelerine sahip olmadığından muhtemelen ahşap tavanlı ve direkli olmalıdır. Güneyde kalan kadınlar bölümü de erkekler bölümündeki bu mimari kuruluşu çok ufak farklarla tekrar etmektedir.

Üçboyutlu Özellik: Çifte bir hamam olan Sahip Ata Hamamı, doğu–batı doğrultusundadır, dıştan dikdörtgen bir alanı kaplamaktadır. Dış mimarisi itibariyle orijinalliğini yitirmiş olduğu söylenebilir.

Malzeme :Duvarlarda moloz taş; kemer, tonoz, kubbe ve üst örtüye geçişte tuğla kullanılmıştır. Bütün iç ve dış yüzeyleri sıvanmıştır.

Süsleme: Hamamda dikkate değer bir bezeme unsuruna rastlanmamaktadır.

Tarihlendirme: Günümüze ulaşmış bir kitabesi mevcut olmadığından Sahip Ata Hamamı, külliyenin inşa tarihleri olan, 1258–1279 yılları arasına yerleştirilebilir.

Değerlendirme: Selçuklu dönemine ait çifte hamamların en büyüğü olması açısından önemlidir.

Kaynakça: ATÇEKEN, Zeki, “Konya Şer’iyye Sicil Kayıtlarına Göre Sâhib-Âta Külliyesi’nin Osmanlılar Zamanında Tamirleri ve Caminin Bazı Bilinmeyen Yönleri”, Selçuk Üni. Eğitim Fak. Dergisi, Konya 1992, Sayı 6, s. 101-108.
ATÇEKEN, Zeki, Konya’daki Selçuklu Yapılarının Osmanlı Devrinde Bakımı ve Kullanımı, Ankara 1998, s. 99-114.
DÜNDAR, S., Konya Sahip Ata Külliyesi, İ.Ü. Ed. Fak. Sanat Tarihi Bölümü Türk Sanatı Kürsüsü, Lisans Tezi, İstanbul 1970.
KONYALI, İbrahim Hakkı, Abideleri ve Kitabeleri ile Konya Tarihi, İstanbul 1964, s. 1069.
ÖNDER, Mehmet, Mevlana Şehri Konya (Tarihi Kılavuz), Konya 1962, s. 254.
ÖNGE, Yılmaz, Anadolu’da XII-XIII. Yüzyıl Türk Hamamları, Ankara 1995, s. 229-236.
UĞUR, M. Ferit-Mesut KOMAN, Sahib-Ata ve Oğullarının Hayatı ve Eserleri, İstanbul 1934, s. 78.
UZLUK, Feridun Nafiz, Fatih Devrinde Karaman Eyaleti Vakıfları, VGM. Yayınları, Ankara 1958, s. 14, 15.

Galeri