TAŞ MEDRESE

Yerin adı: Günümüzde cami olarak kullanılan medrese; han, hamam ve çeşme ile birlikte inşa edilen külliyenin bir elemanıdır. Bu külliyeden günümüze ulaşan çeşme, han ve medrese Çay ilçe merkezinde bulunmaktadır.

Yapım Tarihi: H. 677 / M. 1278

Kitabe: Medrese taçkapısında, kavsaranın üst kısmında yer alan iki satırlık mermer kitabesi günümüze ulaşmıştır.

Vakfiye: Vakfiyesi bulunamamıştır.

Kurucu: III. Gıyaseddin Keyhüsrev devrinin, yaptırdığı külliye sayesinde, ileri gelenlerinden Yusuf bin Yakup Bey külliyenin banisi olarak karşımıza çıkar.

Sanatçı: Taçkapı kavsarasında yer alan pars figürünün bir tarafında “Amele Oğulbey” diğer tarafında ise “bin Mehmed Bey” yazılıdır. Yapının ve külliyenin mimarı kabul edilen Oğulbey bin Mehmed Bey’in hakkında bilgi bulunmamaktadır.

Onarım Durumu: Yapı üzerinde herhangi bir onarım kitabesi bulunmasa da yapının süreç içerisinde onarım gördüğü muhakkaktır. Cumhuriyet’ten sonra birkaç defa onarım gören yapıda bu onarımlar sırasında bazı değişiklikler meydana gelmiştir. İlk dikkati çeken iç mekânda çinilerin dökülmesi ve yerlerinin badanalanmasıdır. Medresenin camiye dönüştürülmesinden sonra kubbedeki aydınlık açıklığı kapatılmış ve kubbenin altında var olduğu bilinen havuzda kaldırılmıştır. Yapı geçtiğimiz yıllarda tekrar onarılmıştır.

Plan: Anadolu Selçuklu mimarisinde kapalı avlulu medreseler grubuna girmektedir. Kapalı avlulu, iki eyvanlı tek katlı bir plana sahiptir. Medreseye girişi sağlayan, hafif dışa taşkın taçkapı kuzey cephede eksende yer alır. Giriş eyvanında iç mekâna geçildiğinde, doğu ve batıda öğrenci odaları sıralanmaktadır. Tonoz örtülü ana eyvanın iki yanında kubbe örtülü iki kare mekân daha yer almaktadır. Medresenin kuzeybatı köşesinde kubbe ile örtülü kare mekân Yusuf bin Yakub’un türbesidir. Medrese önceleri kubbedeki aydınlık açıklığı ile aydınlatılmıştır. Güney cephe tamamen sağırken kuzey cephede taçkapı açıklığından başka hiçbir açıklık bulunmaz. Doğu ve batı cephelerde yer alan mazgal pencereler öğrenci odalarının aydınlatılması için açılmıştır. Beşik tonoz örtülü, sivri kemerli giriş eyvanından kubbeli mekana geçilmektedir. Daha önceden havuz olduğu bilinen, taş kaplama döşemeye sahip mekan halılarla kaplanmıştır. Çini süslemelerin haricindeki yüzeyler badanalanmıştır. Mihrap olarak günümüzde ana eyvandaki çini süslemeli mihrap kullanılırken, minber de ana eyvan kemerinin batı ayağına bitiştirilmiştir.

Üçboyutlu Özellik: Yapıya girişi sağlayan taçkapının bulunduğu kuzey cephe, giriş cephesi olması nedeniyle diğer cephelerden kullanılan malzeme ile ayrılmaktadır. Diğer üç cephede moloz taş örgü görülürken, kuzey cephe mermer ve kesme taşla kaplanmıştır. Kuzey cephenin ekseninde yer alan taçkapı bedresenin beden duvarlarından biraz daha yüksek tutulmuştur.

Malzeme: Yapının genelinde; mermer, kesme taş, moloz taş, çini ve sırlı tuğla kullanılmıştır. Yapının en dikkat çeken malzemesi ise çinidir. İç mekânda yoğun bir şekilde kullanılan çini, mozaik tekniği ile uygulanmıştır. Kubbe eteğinde, ana eyvan kemerinin iç ve dış yüzeyinde, mihrapta kullanılmıştır.

Süsleme: Yapıda süsleme cephelerde sadece kuzey cephenin ekseninde yer alan taçkapıda, iç mekanın birçok yerinde mozaik çini ve kubbede sırlı tuğla kullanılmıştır. Hafif dışa taşkın taçkapıda farklı süsleme unsurları bir araya getirilmiştir. Taçkapının en dışta çevreleyen derin ve dar bordürde lotus ve palmet motiflerine yer verilmiştir. Sonrasında yüksek kabartma olarak zencerek motifi ile yapılan şerit taçkapıyı çevrelemektedir. Dıştan içe doğru üçüncü ve son mordürde de geometrik geçme motifler kullanılmıştır. Altı sıra mukarnaslı kavsaranın üçüncü sırasında başı geriye doğru çevrili, kuyruğu rumi motifi ile sonlanan pars figürü Bursa kemeri formunda bir çerçeve içerisine yerleştirilmiştir. Kavsaranın dış iki yüzeyi de boş bırakılmamış ve sekiz kollu yıldız motifleri ile bezenmiştir. Taçkapının üst kısmında yüzeyi çok kollu yıldız motifleri ile bezenmiş iki mermer kabara arasında bir rozet yer alır.

İç mekânda kubbenin iç yüzeyinde renkli sırlı tuğlalarla farklı baklava motifleri görülür. Çini mozaik iç mekânda kubbe eteğinde, pandantif yüzeyinde, mihrapta, ana eyvan kemerinin iç ve dış yüzeyinde, pencerelerin sivri kemerinde ve pencere alınlığında kullanılmıştır. Tüm çini programında çok kollu yıldızlar, lotus ve palmet motifleri kullanılmıştır. Mozaik çinilerin renkleri kullanılan motifler birçok yapıda karşımıza çıkarken farklı olarak medresenin çeşmesinde ayna taşı olarak kullanılan Bizans korkuluk levhasında görülen, bir şeritle baklava motifinin sarıldığı motif mozaik çini olarak mihrabın bordürlerinde kullanılmıştır. Bu detay anlamlı olduğu kadar düşündürücüdür.

Tarihlendirme: Mevcut kitabeden yapının inşa tarihi kesin olarak öğrenilmektedir.

Değerlendirme: Afyon-Çay’da banisini ve sanatçısını bildiğimiz ve H. 677 / M. 1278 yılında inşa edilen yapı hakkında fazla bilgi olmayan banisinin gücüne işaret ettiği kadar Anadolu Selçuklu sanatı içerisinde mimari kurgu ve süsleme programı ile özel bir yere sahiptir. Özellikle mihrapta kullanılan motifin, külliyenin çeşmesinde kullanılan devşirme malzemeden etkilenerek tercih edilmesi Anadolu Selçuklu-Bizans etkileşiminin bir örneği olarak karşımızda durması Anadolu Selçuklu mimarisinde devşirme kullanımına farklı bir üslupla yaklaşılması gerektiğini göstermektedir.

Kaynakça: ARIK; Oluş-ARIK; Rüçhan, Anadolu Toprağının Hazinesi Çini Selçuklu ve Beylikler Çağı Çinileri, Kale Grubu Kültür Yayınları, İstanbul, 2007.
GÖNÇER; Süleyman; Afyon İli Tarihi, C.I, Karınca Matbaacılık, İzmir, 1971.
KURAN; Aptullah, Anadolu Medreseleri, C. I, OTDÜ Mimarlık Fakültesi, Ankara, 1969.
SÖZEN; Metin, Anadolu Medreseleri Selçuklular ve Beylikler Devri, C. 2, İTÜ Mimarlık Fakültesi, İstanbul, 1972.
ŞAHİN; Kemal, “Afyon’da İki Selçuklu Medresesi”, IV. Afyonkarahisar Araştırmaları Sempozyumu Bildirileri, 29-30 Eylül 1995, Afyon Belediyesi Yayınları, Afyon, 1995, s.233-237.
YETKİN; Şerare, “Türk Çini Sanatından Bazı Önemli Örnekler ve Teknikleri”, Sanat Tarihi Yıllığı, İstanbul, 1964/1965, s.77-83.